Bize çamur atmayın!

Yorumları okudum arada bi kaç arkadaş var. Buraya yorum yapanların gelmeyin diyenlerin kendi çıkarlarının olduğu için yazıyorlar demişler. Arkadaşım bende bu okulu kazanıpta kaybedenlerdenim. Adım Serhat ULUDOĞAN ben bu okula gidip 1 ay süresince araştırıp okuldaki eğitimi görüp, mezunlarla konuşup, Hocaların umut vermediğini görüp, bu işi bilen diplomasız nalbantlık yapan bi abimle konuşup bırakan birisiyim. Yalan söylediğimi düşünüyorsan okula kayıt yaptırmadan önce git bu yıl 2'ye geçen arkadaşlara beni sor. Bölümün nasıl olduğunu da sor ama net cevaplar almaya bak. Aralarında temiz kalpli iyi olan arkadaşlar sana bölüm hakkında gerçek bilgiyi verecektir. Bi kızsan eğer kötülemeyebilirler çünkü okula kız öğrenci gelmesini isteyeceklerdir eminim :D . 2.sınıflar ama onlarda hala son durumlarının ne olacağı hakkında iyimser veya kesin düşüncelere sahip değiller. Bak bi akraban dayın amcan varsa bu işlerle ilgilenen at çiftliği biniclik kulübü falan vardır o zaman git bu bölüme akrabandan sana bi şeyler çıkar ama diğer türlü kesinlikle tavsiye etmem. İster git ister gitme beni ilgilendirmez ben bırakıp geldim bi çıkarım yok yani siz öyle diyorsunuz ya hani, çıkarım olup olmayacağını da okulu bırakmış mıyım bırakmamış mıyım gidip sorabilirsin diyorum. Bende siz arkadaşlarım gibi bir çok umutla, duyumla, haberle, öneriyle, hayallerle bu bölümü yazdım. 2 kez yazdım ilk yazdığımda 0.3lü 2008 de 249 puanla giremedim bu bölüme, 2.kez tekrar yazdım 0,3lü 239 puanla girdim. Bu bölüme 210larda girenler oldu. Neyse ben 2 kez yazdım çünkü okulun içine girip bilmeyen herkes bana git git bu bölüme çok para var çok iyi bölüm dediler bunu diyenler vıttırı vızık adamlar değiller ha, 2si dershane müdürü,2'si derhsane rehberlikçisi, bi kaçı normal ders hocası, bi kaçı benim gibi siyaset meydanında dinleyip duymuş, bi kaçı benim gibi int. sitelerinde az puanla çok para diye yazan haber sitelerinde okumuş insanlar. Neyse 2.yazdığımda geldi havalara uçuyorum ilk gün kurtuldum hayatım kurtuldu. Akrabalar arıyor yırttın bizi unutursn artık, 3-5 milyar maaş alacakmşsın bizi de gör bak falan =) millet ben gibi herkes umutlu. Neyse akşama doğru bi daha bakıyım şu bölüme netten dedim. Bu blog sitesini gördüm, çöktüm bi anda nasıl moralim bozuldu ama. Yok diyorum ya olamaz herkes iyi dedi, kendi kulaklarımla tv'de(siy.meydanı) duydum bu bölümü nasıl olur diyorum. Abim gitme gel bak boşver dedi. Yok dedim artık gidecem kendim görecem araştıracam dedikleri gibiyse zaten tercih geldi bu yıl puanım düştü bi gidince bi kaybım olmayacak. Gittim kaydımı yaptım yurt kaydımı yaptım. Devlet yurdu çıkmıştı bana umuttepe kampüsünde yavuz selim yurdu var süper şahane bi yer. İnş kocaeli yazanlara orası çıkar. Neyse ilk başlarda herşey güzel. Okul köseköy die bi ilçe'de. Küçük bi okul, sadece bizim bölümün öğrencileri var. umutla gidip geliosun okula yeni bi hayat, değişik güzeldi yeni arkadaşlar falan izmit güzel. Sonra araştırıyım artık dedim önce 2.sınıfta hangi bölümü seçsem die araştırıyorum nalbantlık, antrenörlük, işletmecilik, tabi aklım antrenörlükte...

Bi gün birisii bizim okulah diploma almaya geldi. Okul çıkışındada aynı saate dek geldik.Dolmuş'a beraber bindik bize laf attı yeni mi kazandınız falan die konuşmaya başladık. Antrenörlük bölümünü seçip mezun olmuş. Sorduk hangisi iyi bölümlerin die, nalbantlığı seçin mesleğiniz olsun dedi. Ben antrenörüm açıktayım benim yaptığım işi nalbantta yapar nalbant kendi işini de yapar o daha iyi dedi. İyide dedik herkes antrenörlük diodu koşularda falan antrenörler ii olmuo mu dedim, tjk'yı unutun oraya girmeniz çok zor dedi. benim gibi bir sürü arkadaşım denedi oraya girmeyi sonra kesti umudu dedi. İş bulabilen arkadaşın var mı dedik, yok sayılır dedi benle beraber 2 arkadaşım daha var biz çalışıyoruz dedi. Nerde çalışıosn dedim ne kadar maaş alıosn. Birisinn çiftliğinde atlarına bakıyorm dedi, adam sonra götüreblirse istanbula götüreck falan dedi maaş dedik, maaş almıyorum arada bi harçlık verio karnımı doyuruo, haftanın 5 günü de çiftlikte yatıorm dedi. Ben yine çöküşlerdeyim tabi. Nalbantlığı mı seç dion sen dedik evet dedi. Neyse ayrıldık ondan kocaeli fuarının içinde bi binicilik kulübü var.O okulda okuyan her arkadaş gitmiştr hralde oraya. Orda bi abiyle konuştm bizim okulun içini dışını hocalarını eğitmlerini herşeyini bilior. Nalbant olun dedi o da ama okuldan öğrenmeyin gidin bi çiftlikte kalın dio. Nyse ben daha sonra da gittim bu abimn yanına bana iş bul yardım et abi dedim. Tamam dedi seni yanıma alıyım yeni bi binicilik yetiştrme eğitme kulübü açıyoruz.At'ları küçükten yetiştirecz oraya alıyım seni dedi. Ama maaş veremem dedi ilk 1 yıl çanta taşırsın sonra yavaş yavaş yapmaya başlarsın dedi. Harçlığını veririm arada dedi, karnını da doyururum ama bak maaş konusunda sakın bana bi şey deme başladıktan sonra dedi. Bende de o kdar güç yok dedi. Adam babadan bu işi yapıo o kadar çevresi var ama o bilio diyemiyor 1500den fazla para alıorum die. Nyse işi tam olarak 2-3 yılda kaparsın çevreyi oluşturuyum falan derken 4-5 yılını alır dedi. Tamam dedim başta ,sonra yurda gittim düşündüm 5 yıl yada 4 yıl koskoca 4 yıl ben nasıl kalıyım burda 5 kuruş almadan dedim, para akıo oralarda zaten. E tam olarak ne olacağı da belli değil sonunda tutulacakmısın tutulmayacak mısın. Benim orda sonunu bilmedğim bilemeyecğm bi şey için kalacak kadar ne maddi ne manevi gücüm vardı. Karar verdim okulu bırakıp dönecem dedim. Açıktan okuyordum ona devam ederim dedim.Şu an 2.sınftayım kamu yönetimi. Burda harcayacağm parayla 4 yılla memleketimde elbet bi iş kurarm kendime die düşündüm. Valizi mi topladım yurttan çıktım geldim. Okuldan kaydımı bile sildirmedim valla duruo daha. 2.dönem harcını yatırmadım nasıl oluor bilmiorm ama devamsızlıktan falan kaldım işte. Kaydım duruo ama daha. Pişman deilim bıraktığıma pişman olacağımıda hiç sanmıyorum hala iyi bi şey duyamadm çünkü bu bölümle ilgili. Yazan yazsın naparsa yapsın gitsin görsün karar versin ama lütfen şurda sizler için uğraşan arkadaşlara çamur atmasın...

BU YORUMU OKUYUN

BU İŞİN Bİ ŞEKİLDE İÇİNDE OLAN KİŞİLERDEN ÇOOKKK DUYDUM GİTME PİŞMAN OLURSUN,YOL YAKINKEN DÖN VAZGEÇ.AMA DİNLEMEDİM GİTTİM GÖRDÜM ÖLÇTÜM BİÇTİM VE ŞİMDİ SON KARARIMI VERDİM.EVET SALI GÜNÜ KAYDIMI SİLDİRİYORUM VE AYNEN BENDEN ÖNCEKİLERDEN DUYDUĞUMU YAPIYORUM ''YOL YAKINKEN GERİ DÖNÜYORUM'' ALLAH HERKESİN YARDIMCISI OLSUN!!!!
15 Kasım 2009 Pazar 18:33
PELİN

Umutsuzluk üzerine...

2005 İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi At Antrenörlüğü Mezunu bir arkadaşımız anlatıyor:
"Kendisi siteye Alayel nickiyle yorum bırakmıştır."

Son olarak da bu bölümü hali hazırda kazanmış yeni başlamış öğrencilere de bir iki kelime de olsa etmek istiyorum. Biliyorum muhtemelen yazıyı okuyunca epey karamsarlığa kapıldınız ama gerçekten ama gerçekten ne pahasına olursa olsun ben bu işi yapıcam diyorsanız gerçekten az (!) olan ihtimalleri zorlamaktan başka çare yok. (bu noktada ufak bir notla, özellikle bayanlar için hipodrom ve yarıştan ziyade binicilik kulüplerini önerebilirim ama yine de çok fazla birşey ummamalısınız)
Ne diyebilirim belki bizim göremediklerimiz de olmuştur kim bilir..
Ancak henüz daha yaşınız gençse ve yeniden sınava hazırlanıp kazanıcak gücünüz varsa, iyiliğiniz için şunu öneriyorum ki bu da bu seneyi de es geçip seneye, yani mezun olduğunuz yıl sınava girmeniz.
( Bir sonraki yıl okul puanı düşüyor çünkü bildiğim kadarıyla bu sene yerleştiğiniz için...)
Bunun içinde biraz kasıp 2. sınıfı ve ÖSS hazırlığı beraber yürütmeniz gerekmektir.Veya seneye okulu bırakıp sadece sınava yoğunlaşmak.

"Ne diyim ki başka" kısmetiniz bol olur inşallah, birşekilde bir faydam olur diye klavyenin tuşlarını eşeleyip duruyorum ama türkçem tükendi sanırım... Her şekilde hayırlısı olsun adınıza.

Pişman Olmayın!

2005 İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi At Antrenörlüğü Mezunu bir arkadaşımız anlatıyor:
"Kendisi siteye Alayel nickiyle yorum bırakmıştır."

Liseyi bitirdikten sonra aynı yıl tek tercihim olan İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi At Antrenörlüğü bölümüne girdim ve 2005'te de bu bölümün ikinci mezunlarından oldum.Neden ilk yıl..? Ve neden tek tercih..? Kuşkusuz ki bu sorulara en az iki elin parmakları kadar başlık altında cevap yazılabilir,fakat asıl cevap: hiçkimsenin etkisi olmadan kendiliğinden filizlenen bir"at sevgisi" idi ve bu sevginin içinde tereddüte yer yoktu...

İlgili kişi ve sınav komisyon üyesinin,lisans sınavının nihayetinde biz öğrencilere sınavla ilgili sonuçları:her birimizin geçtiğini ve antrenör lisansı almaya hak kazandığımızı söylemesi ile başlayan ve sahada bizden yani bu işin akademik alanda eğitimini almış kişilerden daha çok, görmenin onu ne kadar mutlu edeceğini söylemesi ile biten konuşmasının ardından,bu yazının temelini oluşturan,içimde biriktirdiğim fikir,üzüntü ve deyim yerinde ise serzenişlerim için kendisi ile kısa bir konuşma talep ettim. Kendileri de bu talebi geri çevirmeyip aksine can kulağı ve bir arkadaş yakınlığı ile beni dinlediler.

Peki neydi bu içimde büyüttüğüm fikir,düşünce üzüntü ve serzenişler... Sanırım bunları maddeler halinde belirtmem ve üzerinde yazmam daha sağlıklı olacak. Fakat baştan da şunu söylemeliyim ki;bu öneri ve eleştiriler kimsenin şahsına ait olmamakla beraber sadece "insanları gençleri uyarmak bir önbilgi verebilmek" ile ilgili..

Bilindiği gibi 2002-2003 sezonunda İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Atçılık meslek yüksek okulu ve Kocaeli Üniversitesi Körfez Meslek Yüksek okulu, Türkiye de atçılık camiasına,bu işin akademik
alanda eğitimini almış kişilerin kazandırılması amacı ile açıldı.Kuşkusuz her okulun ve bölümün eksikleri olabilir ancak bu eksikler ne dereceye kadar hoş görülebilir..? Farz edelim ki öğrenci okulununda yanında şahsi çabası ile,okudu,araştırdı,kendini geliştirdi ve mezun oldu ya sonrası...?

Okul ve TJK bu kişi için asıl iş alanı olan hipodrom ve haralar arasında nasıl bir köprü kuruyor yada herhangi bir köprü kurabiliyormu... Yoksa okul bittikten sonra deyim yerinde ise bu "kurtlar sofrasında" kendi haline mi bırakıyor..? Bu sorunun en sağlıklı cevabı heralde bunca senede iki üniversiteden verilen toplam mezun sayısının ne kadarının (ne kadar vahim bir oranın)bu sektörde kaldığının araştırılması ile bulunacaktır.Açık konuşmak ve doğruları söylemek gerekirse öğrenciler açısından durum çok vahim ve hiçte dışarıdan görüldüğü ya da gösterildiği gibi değil.Halbuki dışarıdan nasıl toz pembe nasıl abartılı gösteriliyor değil mi?.Medyanın da hafta sonları eklerinde bir güzel şişirdiği bölüm MEZUN OLDUKTAN SONRA 3000 DOLARLA
İŞE BAŞLAMA İMKANI
başlıkları ile ne kadar farklı lanse ediliyor.

Durum vahim dedik biraz açalım;bu bölümü seçenlere bir bakalım; ilki ve en az oranı zaten bu işin içinde olan ailelerin çocukları alıyor ki zaten bunu geçiyorum.Geriye kalan ve büyük oranı paylaşanlarsa bu işi,atı seven ve bu şevkle tercih edenler ile "bir okul olsun işte" amacı ile gelenler.Amaç şüphesizki 2.kısmı yani bu işin sevdalılarına köprü olmak,onların yanında olmak onları desteklemekti.Peki bu başarılabildimi.... Maalesef hayır... Yalnız bırakıldılar,yıllardan beri köşe başları tutulmuş çekirdekleşmiş,bu kurtlar sofrasında "hadi yolunuzu çizin"tabiri ile karşı karşıya kaldılar, bunu kimseden kelimerle duymasalar da.Sonuç ne oldu peki... Öğrencilerin şevk ve iyi niyetle birkaç ay hatta birkaç yıl didinmeleri ve bu yalnızlığa ,kendileri yönünde hiçbir şekilde olumlu gelişmeyen, yanlış düzene daha çok direnemeyerek pes etmeleri... Gerçekleşmeyen hayaller, kırılan umutlar,kaybedilen zaman... Evet zaman... 19-20 yaşlarında bir genç için halbuki ne kadar değerli idi bu zaman... Liseyi yeni bitirmiş şevkle bir meslek hayali kuran gençler için kaybedilen senelersene.......ve şu da açık ki:bu bu seneler;başka bir meslek yada üniversiteye girebilmek için çabalayarak geçirse idik, geriye baktığımızda aldığımız yol; şu an bulunduğumuz yerden çok daha ileride olabilirdi... Bundan  kastım,gelecek yaşantımızda farklı dallarda da kullanabileceğimiz boşa gitmeyen bir emekti... Peki o vasıfta bir emek değilmi bu
diploma... Maalessef değil... Bir at antrenörü, bu diploma ile herhangi bir 4 yıllık üniversite mezunu gibi alanı dışında,farklı sektörlerde de iş arayabilirmi ?.. Hayır... Kısacası; at antrenörünün işini icra edebileceği tek bir yer vardır oda bu sektör.Bu da iş ve aş umudunun sadece bu alanda olduğunu ispatlar...

Varmak istediğim nokta şu ki,eğer bir amaç konuldu ise (Türkiye'de atçılık sektöründeki çalışan kesimin kalitesini artırmak bunun içinde bu işin akademik alanda eğitimini almış kişileri bu sektöre kazandırmak) bu amacı gerçekleştirmek için şu anda yapılanlar yeterlimi?acaba mezunlar ne yapıyor ve kaçını istihdam
edebildik ... Her sene sektöre kaç tane akademik alanda yetişmiş eleman kazandırabiliyoruz ve eğer varsa bu kişilerin çalışma koşulları neler? amacımız doğrultusundaki politikamız ne kadar sağlıklı... Sağlıklı değil ise bu yanlış politikanın kurbanı olan öğrencilerin asıl suçlusu,nedeni yada nedenleri neler... Şu andan itibaren onlar ve onlardan sonrakiler için neler yapılabilir... Gibi soruları sormak gerekir...

Yazımı bitirirken buraya kadar sabredip okuduğunuz için teşekkür ederim keza biliyorum uzun oldu yazı. Ama asıl umudum ve önemli olan bu yazı yada buna benzer yazıların gençlere, össde bu bölümü düşüneceklere bir parça uyarı niteliğinde olması. Biz çok büyük bir hata yaptık ve seneler kaybettik bari onlar yitirmesinler boş hayaller peşinde şu en güzel yıllarını...

Not: İstisnai olumlu örnekleri rota edinmeden önce çok iyi araştırıp, mümkün olduğunca çok mezunla konuşup öyle tercih yapın, bu araştırma-soruşturma işine ciddi zaman ayırın ve bu zamanı kayıp saymayın, çünkü bu yola bir kere girip kaybedilen yıllar hesap edildiğinde insan çok pişman olabiliyor sonra.)

Bağkur borcumuz katlanıyor!

2005 İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi At Antrenörlüğü Mezunu bir arkadaşımız anlatıyor:
"Kendisi siteye Alayel nickiyle yorum bırakmıştır."

An itibarıyla 2.200 TL borcum birikmiş bulunmakta. Onu da bir arkadaşım vasıtasıyla yeni öğrenmiş bulunmaktayım. Şu ana kadar ne bir imza atmış ne de bu işten bir kuruş kazanabilmiş değilim. Uğraşıp didinip pes! diyerek başka bir bölümde okumaya başlayana dek de bu işle ilgili yaptığım tek şey seneden seneye (ki 2007 de yaptırmamıştım nerden halt ettimde 2008 de vizeleteceğim tuttu) lisansı vizeletmekti. Ve sürpriz nurtopu gibi bir borç! ne ödeyecek gücüm var ne de gelirim. İşin kötüsü borç katlayarak artıyor ve (öğretmenlik okuyorum) ileride emekli sandığından emekli olmaya kalktığımda bu katlanmış (o zamana kadar dağ olmuş) borcu ödeyemezsem emekli sandığından emekli olamıyormuşum , bir diğer hoş yanı da icra gelebiliyormuş.... Hapse kadar yolu vardır heralde bunun...Kim bilir... Öyle ya, hatamız büyük bu bölüme girerek! çok büyük hemde! sonuç olarak bağkur kaydımı nasıl kapattırabilirim diye ant derneği, teknik büro, hipodrom müdürlüğü,hipodrom genel müdürlüğü, bağkur bakırköy şubesi hepsiyle görüştüm... Net bir çözüm veya çıkış yolu öneremiyorlar, antrenörler derneği bu konuda bir çözüm araştırdıklarını söylediler. Ama bu arada borç farkı hergeçen metre artırıyor? Bağkur - Bakırköy şubesi şöyle bir yöntem önerdi, lisansı iptal ettirip (lisans falan umrumda değil bu saatten sonra) mevcut biriken borcuda ödemekmiş. Borç ödemezse bu seferde o, ayda yüzde 7 gibi sert bir tempoyla faiz olarak eski borcu artıyormuş çünkü. Benim son olarak öğrenebildiklerim bunlar.

MSN Adresim:  alayel2009@hotmail.com  Sizde msn bırakabilir ya da ekleyebilirsiniz.
birbirimizle haberleşelim çözüm yolları arıyalım ...
Ne de olsa kader ortağıyız... Bir zamanlar yaptığımız büyük hatanın kader ortakları... 
Dedim ya, hemde çok büyük!

Zafer Bizim Olacak: Google'da Birinci Sıradayız

Ben bu blogun kurucusuyum. Kocaeli Üniversitesi Körfez Meslek Yüksekokulu 2008 At Antrenörlüğü mezunuyum. Bu blogu kurmaktaki amacım, her ne kadar az destek alsam bile, ben, dönem arkadaşlarım ve bizden önceki dönemlerde mezun olan arkadaşlar olmak üzere hepimizin ortak hayal kırıklığını, hayatımızın en verimli iki yılını kaybetmiş olmanın pişmanlığını, bizden sonrakilerin yaşamamasını SAĞLAMAKTIR.
Sitede kesinlikle reklâm mevcut değildir.


Bakın;
Bana destek olmayan arkadaşlarımın tek korkusu nedir biliyor musunuz?
Mezun olduğumuz okulu referans göstererek bir işe girmek istediklerinde, işveren okulu aradığında, bölümün gerçeklerini gözler önüne seren, burada, yaşadıkları gerçekleri anlatanlar hakkında, okuldan pek de olumlu şeyler söylenmeyecek olmasıdır. Ayrıca, bu işi yapmaktan başka seçeneği olmayan, başka okul okuma imkanı bulunmayan arkadaşlarımız var. Onlara kesinlikle kızmıyorum. Buna da hakkım yok.


Size anlatacak o kadar çok şeyim var ki...
Ama hepsini bir arada yazarsam, muhtemelen yazının uzunluğundan dolayı okunmayacak. Zaten bu sene de tercih dönemi için geç kaldık. Kardeşlerimiz bu bölümleri çoktan birinci sıralarına yazmışlar. Allah yardımcıları olsun.

Bugün. yani 2 Ağustos 2009 günü, Google'da bir arama yaptım.
"At Antrenörlüğü" yazdım Google'a. İlk sırada bizim blogumuz çıktı. İnanamadım ilkönce.
Bir başka arkadaşa denettirdim. Yine öyle olmuş. Çok mutlu oldum.

Mutluluğum,
bundan sonra, 2006'da benim yaptığım gibi, fazla maddi imkanı olmayan gençlerin, 2 yıl içinde eline mesleğini alıp ailesini ve kendisini rahata kavuşturmak için büyük bir fırsat olarak gördüğü at antrenörlüğü'nü Google'da ilk aratmalarında yalan yanlış haberler yerine GERÇEKLERİ göreceklerindendir.


Allah şahidimdir ki;
yaptığım tüm işler, bu konudaki tüm çabalarım, daha fazla kardeşimin kandırılmaması, sonradan pişman olmaması içindir.


Saygılarımla.
S. İLTEKİN
2008 At Antrenörlüğü Mezunu - Blog Sahibi

Bir Mezunun Düşünceleri - Serdar Yavuz

Aşağıda gördüğünüz insanlarla aynı dönemde Atçılık İşletmeciliği bölümünü okudum ve yine arkadaşlarımla beraber mezun oldum. Çoğu arkadaşım gibi bende işsizim. Bu bölüme girmemdeki en önemli neden televizyonda ve gazetelerde çıkan haberlerin etkisiydi. 3.000 TL maaş ve iş garantisi. Her ne kadar ilk başta 3.000 TL maaş pek mantıklı gelmese de iş garantisinin olması önemliydi. Okulun ilk haftasında durumun hiç de bize anlatıldığı gibi olmadığını gördük. 2 sene boyunca bir yerde boşu boşuna okumuş olduk. TJK destekli açılan bu okulların birinci amacı sektöre yetişmiş , eğitimli insanlar yetiştirmek. Ne yazıkki bu okulda okuyan öğrenciler bir şekilde yetiştiriliyor ama TJK bünyesi içinde iş bulamıyorlar.

İzmir hipodromunda staj yaptığım zaman şunu gördüm. Koskoca hipodramda 2 veya 3 tane Nalbant var. Bu 3 nalbant hipodromun bütün işlerini yapıyorlar. Bir nalbantın çalışma süresini (emeklilik süresini) en az 20 seneden hesaplarsak , hipodromlarda nalbantların iş bulma şansları yok. Zaten her sene 20'nin üzerinde nalbant mezun oluyor. Bu sadece bir okul için geçerli. İstanbul ve Eskişehir'de de okulların aynı sayıda mezun verdiğini düşünürsek bu sayı yılda 60 kişiyi buluyor. Diyebilirsiniz ki "Mezun olanların hepsi bu işi yapmıyor ki ?" 5 kişi bile bu işi yapsa gerisini siz hesaplayın. Bu işin nalbantlık kısmıydı.

At Antrenörlüğü okuyan arkadaşlarımızın da durumu pek parlak değil. Antrenörlük yapamayan arkadaşlarımız "İmza Antrenörlüğü" de yapabiliyorlar. Bu imza antrenörlüğü o kadar sakat bir olay ki insanı meslekten soğutur. Bu konuyla ilgili detaylı bilgileri antrenörlük okuyan arkadaşlarımızın vermesi daha doğru olur. Antrenörlük Lisansını alan arkadaşlarımız da çalışmamalarına rağmen 1.382 TL bağkura borçlu görünüyorlar. Ve bu durumu da bir rastlantı sonucu öğreniyorlar.
Zaten antrenörlükle ilgili konuları arkadaşlarım daha iyi açıklamış.

Gelelim bitirdiğim bölüme : Atçılık İşletmeciliği. Öncelikle şu konuyu açıklayalım bu bölümü bitiren arkadaşlar ne olabiliyor. Özel haralarda , devlet haralarında , hipodramlarda bir işletmecinin yapabiliceği işleri yapabiliyorlar. 4 senelik bir işletme mezunu işletmenin muhasebesine, insan kaynaklarına , yönetimine , satın alma müdürlüğünde vs. vs. görev alabiliyor. Biz de hipodromlarda ve haralarda bu görevlerde çalışabiliyoruz. En azından bu pratikte böyle. Tabi pratikteki şeyler uygulamaya gelince malesef durum değişebiliyor. Hemen hemen tüm bölümlerde 4 senelik üniversitelerden mezun olmuş insanlar görev yapıyor. Kadro gelmediği için de işe girmeniz baya bir zorlaşıyor. Hipodromlarda işe girmek istiyorsanız çok sağlam bir torpil bulmanızı öneriyorum. Belki o zaman bir şansınız olabilir. Madem bizi buralarda görev yapmamız için eğittiniz bize iş alanı yaratın demek geliyor insanı içinden. Aslında olması gereken durum da bu. Ama başka bir bakış açısıyla olaya baktığımda adamlara hak veriyorum. TJK gibi bir kurum risk almak istemeyecektir. Bu işte uzman olan insanları işe almalarından daha doğru bir yaklaşım olamaz. Ama sonuç olarak iş dönüp dolaşıp aynı noktaya çıkıyor.

Madem bize iş vermeyecektiniz bizi neden eğittiniz ? Madem bizi hipodromlarda , haralarda işe almak için eğittiniz neden bizi işe almıyorsunuz ? Eğer bu kısır döngü devam edecekse niye yeni okullar açıyorsunuz ? Bu kadar insana yazık değil mi ?

Bir Mezunun Düşünceleri - Deniz Mukaddes Türet

“Puanı da düşük bak, çünkü öğrencilerin haberi yok, hem toplumun “2 senelik” okul baskısı yüzünden hem de herkesin atlarla geçinemeyeceğini düşününce çok para kazanmak gayet doğal, bunu ilk tercihine yaz çocuğum!”  sözlerinin ardından 2 sene sonrasında “kandırdıkkk” sözlerini de duymak hiç de imkansız değil. Hayaller ve planların suya düştüğü sadece kandırmaca olan at antrenörlüğü/atçılık işletmeciliği/nalbantlık bölümlerinin tek şansı bazı üniversitelerde bulunan ve 1-5 kişi arasında öğrenci alan  veteriner fakültelerinden başka bir şey değil. Üstelik intibak denilen atılma korkusu da cabası. Başka ne şansı var diyecekseniz, “ŞANSsızlık” dolu diyebilirim size. Çünkü sadece kart vs alırken lise mezunu yerine yüksekokul mezunu şıkkını işaretleyeceksiniz. Denemesi bedava da değil üstelik! Biz mezunlardan söylemesi!
 Deniz Mukaddes Türet - 2008 Atçılık İşletmeciliği Mezunu

Yeni Fiyasko: Bağkur Borçlusuyuz!

Bizler, işimizi yapamayan yüzlerce antrenörüz. At Antrenörlüğü bölümünü bitirdik ve acımasız gerçeklerle yüzyüze geldik. Kimimiz başka bir okula başladı, kimimiz herhangi bir işte çalışmaya başladı. Bu arada belki birgün lazım olur umuduyla TJK'dan Antrenörlük Lisansımızı da aldık. 2009 Yılı itibariyle resmi at antrenörleri olduk. Hayatımızdan 2 yıl yitirmemizin verdiği acının yanında şimdi artık yeni bir derdimiz daha var:
Bizler Bağkur borçlularıyız!
Bakanlık, antrenörlere hiç haber vermeden, yazı göndermeden onları bağkurlu yapmış! Büyük şeref verdiler... Örneğin, Buğra arkadaşımızın şu anda herhangi bir geliri olmadığı halde, ve antrenörlük yapmadığı halde, Bağkur'a haziran ayı itibariyle 1.382 TL Borcu var. Bunu henüz öğrendi. Buğra gibi onlarca arkadaşımız daha var. Kaybettiklerimizin arasına bir de 1382 lira eklendi.
An itibariyle şanslı sayılırız.
Eğer, TJK TV'de bu konuyla ilgili bir tartışma programı olmasaydı, belki de birkaç yıl sonra öğrendiğimizde binlerce lira borçlu olacaktık. TJK, bize bu ilanı internet sitesinde yaptığı küçük duyuruyla bildirmiş(!) Bakalım daha neler göreceğiz! Siz de bu kazığı yemiş olabilecekler arasındaysanız hemen kontrol edin:
  • Önce BURAYA tıklayarak Bağ-Kur Numaranızı öğrenin. (Bir kayıt varsa sizi de vurdu demektir.)
  • Daha sonra borcunuzu öğrenmek için BURAYA tıklayın.

Bir Mezunun Düşünceleri - Buğra Aslan

İsminden de bellidir ki sadece işletiyorlar gençleri. Bu basit bir vurgun değil, insanların hayatı, geleceği ve maalesef kaybettikleri en güzel yıllarıdır giden. Bir antrenörün ayda beş bin lira kazandığına hatta bundan çok daha büyük paralar kazanan antrenörlerin olduğuna bizzat şahidim. Ancak mevzu bundan ibaret değil. Asıl olan bu okuldan mezun olan öğrencilerin, bu kişilerle aynı statüde olmalarına rağmen, neler yapabilecekleridir ve bende bunun canlı örneği olarak işsizim... Böyle bölümlerin açılması, atçılıkta üniversite eğitiminin öngörülmesi, şüphesiz çok olumlu. Fakat bizim atçılığımız şu an buna müsait mi onu bilemem. Şu an bu sektörde ne sahip olduğum lisansın ne de diplomanın bir faydasını görebildim. Herhangi bir eğitimden geçmeden yapılabilecek seyisliği bile çok görenler olduğunu söyleyebilirim. Tecrübesizliğimiz bahane ediliyor ama tecrübe çalıştıkça kazanılır. Oysa bize çalışma imkanı verecek kimseyi ben görmedim. Bilmiyorum, belki de çok vardır böyle insan ama bana denk gelmedi daha. Yapılan haberler ilgi çekmek amacıyla abartıldıkça abartılıyor, dolayısıyla maddi sıkıntı çeken gençler ÖSS stresini de bir daha çekmemek için çok avantajlı bulup düşünmeden tercih ediyorlar bu bölümü. Duyduklarına da inanmak istiyorlar ama basının abartısını unutuyorlar. Benim kaybettiklerim sadece iki yılım olmadı. Hayatım üzerine kurduğum bütün planlarım, geleceğimle ilgili düşüncelerim, hayallerim hepsi mahvoldu. Ben diğer arkadaşlarım kadar iyimser olamam, çünkü veterinerliğe de geçmedim. Orda yaşadığım olumlu şeyleri başka bir yerde olsaydım başka türlü yine yaşardım. Belki çok daha güzel şeyler yaşardım. Maalesef bu okul bana sadece büyük bir kayıp oldu. Başka hiçbir getirisi olmadı. Şu an yapabileceğim atçılıktan başka bir şey yok. Sahip olduğum tek şey saçma sapan umudum. Belki bir gün işimi yapabilirim umudu… O da imkansız görünüyor.Tercih yapan arkadaşlarım ne bizim sözlerimize nede yazılı veya görsel basının söylediklerine kulak asmasınlar. Eğer bu işi yapmak istiyorlarsa gidip hipodromları, sektörün aradığı şartları ve okulları bizzat inceleyip öyle karar versinler. Çünkü bizler çektiğimiz sıkıntıdan dolayı çok kötü gösterebiliriz. Öte yandan haberciler de haberi ilgi çekici kılmak için abartabilirler dolayısıyla en güzeli kendi gözlerinizle görmenizdir. Hakkınızda hayırlısı olsun...
Buğra Aslan - 2008 At Antrenörlüğü Mezunu

Bir Mezunun Düşünceleri - Mustafa Öztürk

Rehberlikçilerin tuzakları, reklamlar, ve yerinde görmeden verilen kararların ne derece yanlış olduğuna örnek birisiyim. Atçılık işletmeciliği okudum ve bu dediğim tuzaklara kandım. Hiç de 3-5 milyar maaşla çalışmıyorum erken bilinç sahibi oldum ve dikey geçiş sınavıyla bu bölümlerden geçilebilecek tek bölüm olan veteriner fakültesine geçtim. Şimdi bu okulun bana kazandırdıklarını ve kaybettiklerimi anlatayım.
Çok güzel arkadaşlarım oldu.Okulun kontenjanı az olduğu için. Samimi dostluklar edindim. Veteriner fakültesi okuyorum. Hayata ufak bir adım attım. İş ortamını gördüm staj sayesinde. Gelelim kaybettirdiklerine:
Dile kolay iki sene! Veteriner fakültesine geçmek için girdiğim sınavda yıprandım. Geçtim, derslerimi vermek için bir o kadar daha yıpranıyorum (türk dili, ingilizce, tarih dışından bir dersten muaf olmadım). Sadece olumsuz bu iki sebep sizin için olumlu 3 sebebe tekabülse atçılık işletmeciliği, at antrenörlüğü ve nalbantlık bölümlerini tercih edebilirsiniz. Hepinize kolay gelsin diyorum...
Mustafa Öztürk - 2008 Atçılık İşletmeciliği Mezunu

Bir Mezunun Düşünceleri - Okan Küpeli

Eğer sınava giren arkadaşlar sadece sıradan bir önlisans mezunu olmak istiyorlarsa o bölümleri tercih etsinler. (At Antrenörlüğü, Nalbantlık, Atçılık İşletmeciliği) Bu bölümleri düşünenler ordan mezun olunca söylenilen miktarda maaşla iş bulmak şöyle dursun, sadece iş bulmayı bile hayal etmesinler. En azından biz o okulun boş olduğunu orda da olsa anladık ve iş işten geçmeden çeşitli sınavlara girdik Ve çok şükür geleceğimizi kurtardık. Şu an polis meslek yüksek okulunda okuyorum ve o okula teşekkür ediyorum boş bir yer olduğunu bana en başta gösterdi ve polis olmama vesile oldu.... Eğer gençliğin parası bolsa yada harcayacak boş zamanları çoksa o bölümleri tercih etsinler... Ama unutmayalım zamanın ne göstereceği bilinmez belki bir 10 yıl sonra o bölümleri bitirenler bir ihtimal rahat iş bulabilir ama şimdi her şey hayal...
 Okan Küpeli - 2008 Nalbantlık Mezunu

Bize Destek Verin

Bizler Televizyonlarda, gazetelerde, internette gördüğümüz abartılı haberlere inanarak bu bölümleri okumuş olan kişileriz. Bu blogla amaçladığımız şey, bizden sonra ÖSS'ye girecek olan, maddi yönden bir alternatif arayan ÖSSzede gençlerin, bu bölümleri tercih edip 2 yıllarını heba etmemelerini sağlamak. Burada gerçekleri açıklıyoruz ve  TEK AMACIMIZ bizim gibi gençlerin yanlış kararlarını değiştirmek.
Siz de bize destek verin. Bir Web sayfanız ya da bir blogunuz varsa aşağıdaki kodlardan birini ekleyerek bu gerçeğin insanlar arasında yaygınlaşmasını sağlayın. Lütfen...

<p>
<a href=http://atantrenorlugu.blogspot.com>
<img  src="http://webmastersezer.googlepages.com/okutma.gif" width="145" height="125">
</a>
<br>
<font size="2"><a href="http://atantrenorlugu.blogspot.com/2008/01/bize-destek-verin.html">Bloguna Ekle.<br>Yalanların Önüne Geç!</a></font>
</p>
 Bu kodu sitenize ya da blogunuza eklediğinizde görünecek şekli:


Bloguna Ekle.
Yalanların Önüne Geç!




Ya da sadece yazı şeklinde de koyabilirsiniz:

<font size="2"><a href="http://atantrenorlugu.blogspot.com/2008/01/bize-destek-verin.html">At Antrenörlüğü Okuma, Okutma!</a></font>
Böylece şu şekilde görülecek:
At Antrenörlüğü Okuma, Okutma!

Bizi Facebook'ta paylaşmak için TIKLAYIN.


Biz, her yıl, bu şekilde yüzlerce gencin yanlış tercih yapmasını engelliyoruz.
Şimdiden teşekkür ederiz.
Atçılık Mağdurları
Powered by Blogger