Bir Mezunun Düşünceleri - Serdar Yavuz
Etiketler: Mezunlar Anlatıyor
Aşağıda gördüğünüz insanlarla aynı dönemde Atçılık İşletmeciliği bölümünü okudum ve yine arkadaşlarımla beraber mezun oldum. Çoğu arkadaşım gibi bende işsizim. Bu bölüme girmemdeki en önemli neden televizyonda ve gazetelerde çıkan haberlerin etkisiydi. 3.000 TL maaş ve iş garantisi. Her ne kadar ilk başta 3.000 TL maaş pek mantıklı gelmese de iş garantisinin olması önemliydi. Okulun ilk haftasında durumun hiç de bize anlatıldığı gibi olmadığını gördük. 2 sene boyunca bir yerde boşu boşuna okumuş olduk. TJK destekli açılan bu okulların birinci amacı sektöre yetişmiş , eğitimli insanlar yetiştirmek. Ne yazıkki bu okulda okuyan öğrenciler bir şekilde yetiştiriliyor ama TJK bünyesi içinde iş bulamıyorlar.
İzmir hipodromunda staj yaptığım zaman şunu gördüm. Koskoca hipodramda 2 veya 3 tane Nalbant var. Bu 3 nalbant hipodromun bütün işlerini yapıyorlar. Bir nalbantın çalışma süresini (emeklilik süresini) en az 20 seneden hesaplarsak , hipodromlarda nalbantların iş bulma şansları yok. Zaten her sene 20'nin üzerinde nalbant mezun oluyor. Bu sadece bir okul için geçerli. İstanbul ve Eskişehir'de de okulların aynı sayıda mezun verdiğini düşünürsek bu sayı yılda 60 kişiyi buluyor. Diyebilirsiniz ki "Mezun olanların hepsi bu işi yapmıyor ki ?" 5 kişi bile bu işi yapsa gerisini siz hesaplayın. Bu işin nalbantlık kısmıydı.
At Antrenörlüğü okuyan arkadaşlarımızın da durumu pek parlak değil. Antrenörlük yapamayan arkadaşlarımız "İmza Antrenörlüğü" de yapabiliyorlar. Bu imza antrenörlüğü o kadar sakat bir olay ki insanı meslekten soğutur. Bu konuyla ilgili detaylı bilgileri antrenörlük okuyan arkadaşlarımızın vermesi daha doğru olur. Antrenörlük Lisansını alan arkadaşlarımız da çalışmamalarına rağmen 1.382 TL bağkura borçlu görünüyorlar. Ve bu durumu da bir rastlantı sonucu öğreniyorlar.
Zaten antrenörlükle ilgili konuları arkadaşlarım daha iyi açıklamış.
Gelelim bitirdiğim bölüme : Atçılık İşletmeciliği. Öncelikle şu konuyu açıklayalım bu bölümü bitiren arkadaşlar ne olabiliyor. Özel haralarda , devlet haralarında , hipodramlarda bir işletmecinin yapabiliceği işleri yapabiliyorlar. 4 senelik bir işletme mezunu işletmenin muhasebesine, insan kaynaklarına , yönetimine , satın alma müdürlüğünde vs. vs. görev alabiliyor. Biz de hipodromlarda ve haralarda bu görevlerde çalışabiliyoruz. En azından bu pratikte böyle. Tabi pratikteki şeyler uygulamaya gelince malesef durum değişebiliyor. Hemen hemen tüm bölümlerde 4 senelik üniversitelerden mezun olmuş insanlar görev yapıyor. Kadro gelmediği için de işe girmeniz baya bir zorlaşıyor. Hipodromlarda işe girmek istiyorsanız çok sağlam bir torpil bulmanızı öneriyorum. Belki o zaman bir şansınız olabilir. Madem bizi buralarda görev yapmamız için eğittiniz bize iş alanı yaratın demek geliyor insanı içinden. Aslında olması gereken durum da bu. Ama başka bir bakış açısıyla olaya baktığımda adamlara hak veriyorum. TJK gibi bir kurum risk almak istemeyecektir. Bu işte uzman olan insanları işe almalarından daha doğru bir yaklaşım olamaz. Ama sonuç olarak iş dönüp dolaşıp aynı noktaya çıkıyor.
İzmir hipodromunda staj yaptığım zaman şunu gördüm. Koskoca hipodramda 2 veya 3 tane Nalbant var. Bu 3 nalbant hipodromun bütün işlerini yapıyorlar. Bir nalbantın çalışma süresini (emeklilik süresini) en az 20 seneden hesaplarsak , hipodromlarda nalbantların iş bulma şansları yok. Zaten her sene 20'nin üzerinde nalbant mezun oluyor. Bu sadece bir okul için geçerli. İstanbul ve Eskişehir'de de okulların aynı sayıda mezun verdiğini düşünürsek bu sayı yılda 60 kişiyi buluyor. Diyebilirsiniz ki "Mezun olanların hepsi bu işi yapmıyor ki ?" 5 kişi bile bu işi yapsa gerisini siz hesaplayın. Bu işin nalbantlık kısmıydı.
At Antrenörlüğü okuyan arkadaşlarımızın da durumu pek parlak değil. Antrenörlük yapamayan arkadaşlarımız "İmza Antrenörlüğü" de yapabiliyorlar. Bu imza antrenörlüğü o kadar sakat bir olay ki insanı meslekten soğutur. Bu konuyla ilgili detaylı bilgileri antrenörlük okuyan arkadaşlarımızın vermesi daha doğru olur. Antrenörlük Lisansını alan arkadaşlarımız da çalışmamalarına rağmen 1.382 TL bağkura borçlu görünüyorlar. Ve bu durumu da bir rastlantı sonucu öğreniyorlar.
Zaten antrenörlükle ilgili konuları arkadaşlarım daha iyi açıklamış.
Gelelim bitirdiğim bölüme : Atçılık İşletmeciliği. Öncelikle şu konuyu açıklayalım bu bölümü bitiren arkadaşlar ne olabiliyor. Özel haralarda , devlet haralarında , hipodramlarda bir işletmecinin yapabiliceği işleri yapabiliyorlar. 4 senelik bir işletme mezunu işletmenin muhasebesine, insan kaynaklarına , yönetimine , satın alma müdürlüğünde vs. vs. görev alabiliyor. Biz de hipodromlarda ve haralarda bu görevlerde çalışabiliyoruz. En azından bu pratikte böyle. Tabi pratikteki şeyler uygulamaya gelince malesef durum değişebiliyor. Hemen hemen tüm bölümlerde 4 senelik üniversitelerden mezun olmuş insanlar görev yapıyor. Kadro gelmediği için de işe girmeniz baya bir zorlaşıyor. Hipodromlarda işe girmek istiyorsanız çok sağlam bir torpil bulmanızı öneriyorum. Belki o zaman bir şansınız olabilir. Madem bizi buralarda görev yapmamız için eğittiniz bize iş alanı yaratın demek geliyor insanı içinden. Aslında olması gereken durum da bu. Ama başka bir bakış açısıyla olaya baktığımda adamlara hak veriyorum. TJK gibi bir kurum risk almak istemeyecektir. Bu işte uzman olan insanları işe almalarından daha doğru bir yaklaşım olamaz. Ama sonuç olarak iş dönüp dolaşıp aynı noktaya çıkıyor.
Madem bize iş vermeyecektiniz bizi neden eğittiniz ? Madem bizi hipodromlarda , haralarda işe almak için eğittiniz neden bizi işe almıyorsunuz ? Eğer bu kısır döngü devam edecekse niye yeni okullar açıyorsunuz ? Bu kadar insana yazık değil mi ?